Edremit Güncel Bilgi ve Haber Sitesi

12 yıl süren huzursuz papalığı boyunca Francis, 'yoksullar için yoksul bir kilise' vizyonunu ön plana çıkararak Katolikliğin konfor alanını terk edip en yoksul toplulukların arasında yer alması çağrısında bulundu. Daha önce tabu kabul edilen kadınların rolü gibi konuları tartışmaya açtı. LGBTQ Katolikleri "Tanrı'nın çocukları" olarak kabul etti ve boşandıktan sonra yeniden evlenen kişilerin komünyon alabilmesinin yolunu açtı. Ekonomik adaletsizliklere karşı sert eleştirileri ve çevreyi koruma çağrılarıyla da dikkat çekti.

Ancak Francis’in papalığı süresince küçük fakat sesli muhafazakar Katolik gruplardan yoğun direniş gördü. Ayrıca hiyerarşideki bazı piskoposlardan da ilgisizlik ya da sessiz bir direniş geldi.

Şimdi, 133 seçmen kardinal Francis'in halefini belirleyecek olan gizli seçim süreci konklav için hazırlanırken ciddi bir tercihle karşı karşıyalar: Francis’in reformlarını ve vizyonunu sürdürmek mi, yoksa frene basıp yön mü değiştirmek?

'ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ'

CNN International'ın görüştüğü bazı kardinaller birliği önceleyen daha güvenli bir seçenek isterken, Francis ile yakın çalışmış olan bir kardinal böyle bir tercihin kilise için "ölüm öpücüğü" olacağını söyledi.

Çarşamba günü Sistina Şapeli’ne girerek yeni papayı seçecek süreci başlatacak olan kardinaller, Francis’in ölümünün ardından halktan gelen yoğun sevgi selini gözden kaçırmış olamaz.

92 yaşındaki Kardinal Walter Kasper, İtalyan gazetesi La Repubblica'ya verdiği demeçte, "Tanrı’nın halkı zaten cenazelerde oyunu kullandı ve Francis'le devam edilmesini istedi” dedi.

'İLAHİ İLHAM BEKLEMİYORLAR'

Francis’i destekleyenler, onun başlattıklarını sürdürebilecek bir papanın gerekli olduğunu söylüyor. Ancak papa seçim sürecinin siyaseti oldukça hassas. Açıkça papa olmak için kampanya yürüten biri otomatik olarak kendini diskalifiye eder ve kardinaller Tanrı’nın isteğini sezgileriyle oylarına yansıtmak zorundadır. Yine de bu, sadece odalarında oturup ilahi ilham bekledikleri anlamına gelmez.

Konklav öncesi dönemde her sabah kardinaller Paul VI. Sinod Salonu'nda "genel toplantılar" yapıyor. Akşamları ise bu tartışmaları genellikle bir tabak makarna ve bir kadeh şarap eşliğinde sürdürüyorlar; bazıları Vatikan yakınlarındaki köy havasındaki Borgo Pio mahallesindeki trattorialarda yemek yerken görülüyor.

GİZLİ OYLAMA: BEYAZ YA DA KARA DUMAN

Konklavda kardinaller, yeni Papa'yı belirlemek için gizli oylama yaparlar. Bu oylamada herhangi bir önceden belirlenmiş aday bulunmaz.

Papalık seçimlerinde çıkan beyaz ve kara duman. AP (Arşiv)

Bunun yerine, her bir kardinal, Katolik Kilisesi'ne en iyi şekilde liderlik edebileceğine inandığı bir ismi gizlice yazar. Oylama, gerekli çoğunluk sağlanana kadar birden fazla tur sürebilir. Bir kardinalin Papa olarak seçilebilmesi için geçerli oyların üçte ikisini (yüzde 66.6) alması gerekmektedir. Eğer ilk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, oylama turları tekrarlanır.

OYLARIN YAKILMASIYLA ÇIKIYOR

Her oylama turunun ardından, kardinallerin verdikleri oyların yakılmasıyla çıkan duman, dışarıdaki bekleyen kalabalığa ve dünyaya önemli bir mesaj iletir. Eğer yakılan oylardan beyaz duman yükselirse, bu yeni bir Papa'nın seçildiği anlamına gelir ve büyük bir sevinçle karşılanır. Aksine, eğer oylama sonuçsuz kalırsa ve kara duman tütmeye başlarsa, bu henüz bir seçim yapılamadığı ve oylama sürecinin devam edeceği anlamına gelir.

'HABEMUC PAPAM': YENİ PAPA DUYURUSU

Yeni Papa'nın seçilmesiyle birlikte, Sikstin Şapeli'nin balkonundan tarihi bir anons yapılır. Seçilen yeni Papa, bizzat balkona çıkarak ilk kez Latince olarak "Habemus Papam!" (Yeni Papa'mız var!) diyerek dünyaya duyurulur. Ardından, yeni Papa'nın kendi adı ve seçtiği papalık adı açıklanır.

PAPALIK İÇİN ADI GEÇEN İSİMLER

Papalık için ismi geçen isimler arasında Kardinal Robert Sarah, Kardinal Pietro Parolin, Kardinal Luis Antonio Tagle gibi isimler var. Ancak seçim sürecinde kardinallerin kendi adaylarına göre yeni ve sürpriz isimler de eklenebilir.

PAPA'NIN ROLÜ VE ETKİLERİ

Seçilen Papa, yalnızca Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri olmakla kalmaz, aynı zamanda Vatikan Devleti'nin de başkanıdır. Bu çift yönlü sorumluluk, Papa'ya hem dini hem de siyasi anlamda önemli bir rol ve yetki yükler.