Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC'de: Bu Ada'nın kalkınmaya, refaha, yatırıma ihtiyacı var

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC'deki canlı yayında soruları yanıtladı: Bu Ada'nın kalkınmaya, refaha, yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar mutlaka bir şekilde, şöyle veya böyle hukuk içinde elbette, uluslararası hukuk içinde karşılığını mutlaka göreceklerdir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) hukuku, mahkeme kararlarını bir araç olarak kullanıp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) ekonomisine zarar vermeye çalıştığını belirterek "Bu Ada'nın kalkınmaya, refaha, yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar mutlaka bir şekilde şöyle veya böyle hukuk içinde elbette, uluslararası hukuk içinde karşılığını mutlaka göreceklerdir. Bir an önce bu yaklaşımlarından vazgeçmelerini ve Ada'daki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini, hukuki yöntemlerle hedef alan bu siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz." dedi.

Haberin Devamı

Yılmaz, KKTC ziyareti kapsamında, BRT 1 canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İlginizi Çekebilir

Cevdet Yılmaz'dan İsrail-İran arasında yaşanan çatışmalara ilişkin açıklama

Nüfus artışı için 5 koldan atak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan İsrail'in Madleen gemisine saldırısına sert tepki

"10 Haziran'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) almış olduğu bir karar var. Bu kararı nasıl yorumlarsınız? Özellikle buradaki Taşınmaz Mal Komisyonuna (TMK) da yapılan bir vurgu söz konusu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna yanıt veren Yılmaz, TMK'nin 2005 yılında kurulduğunu hatırlatarak AİHM'nin 2010'da aldığı kararla TMK'nin etkin bir iç hukuk yolu olduğuna hükmettiğini söyledi.

TMK'nin sorunları çözdüğünün rakamsal olarak görüldüğünü vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"12 Haziran 2025 itibarıyla komisyona toplam 8 bin 178 başvuru yapılmış. Bunlardan 2 bin 41 tanesi sonuçlandırılmış ve son dönemde özellikle son 2 yılda, 2023-2024'te daha da hızlandığını görüyoruz. Bu mekanizma hızlandıkça da başvuru sayılarının arttığını görüyoruz. Rum kesiminden insanlar sorunlarını çözmek için buraya başvuruyorlar. Dolayısıyla bu mekanizmamız dediğim gibi son dönemlerde, son 2 yılda daha da hızlı bir şekilde çalışmaya başladı. 10 Haziran itibarıyla bir karar verdi dediğiniz gibi AİHM ve bunu da biz dikkatli bir şekilde tabii bu kararı bütün detaylarıyla ilgili kurumlarımız, hukukçularımız bunları inceliyorlar. Bizce karardaki en önemli nokta TMK'nin etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tekraren AİHM teyit etmiş oldu."

Haberin Devamı

Yılmaz, Türkiye'nin bu mekanizmayı en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğini belirterek "Dolayısıyla bu karar olumlu bir karar. Bu karar doğrultusunda TMK'nin daha etkili bir şekilde, daha kapsamlı bir şekilde çalıştığını hep birlikte göreceğiz." diye konuştu.

"CENEVRE'DEKİ İŞBİRLİĞİ RUHUNA DA AYKIRI DÜŞTÜĞÜNE İNANIYORUZ"

"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin son dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki iş insanlarına yönelik bazı hukuk dışı uygulamaları, tutuklamaları var, hapse atılanlar var. Bu hukuk adı altında isimlendiriliyor ama bunun ekonomi ve daha doğrusu bir siyasi savaşa yönelik bir hareket olduğunu görüyoruz. Bunu nasıl yorumlarsınız, değerlendirirsiniz?" soruna ise Yılmaz, şu cevabı verdi:

Haberin Devamı

Çok doğru söylediniz. Yani biz de genel itibarıyla böyle görüyoruz. Tabii tek tek bir olaya ayrı, kendisi içinde bakmak lazım hukuki duruma ama genel manzaraya baktığımızda bizim gördüğümüz şu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, hukuku, mahkeme kararlarını bir araç olarak kullanıp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonomisine zarar vermeye çalışıyor. Kuzey'deki ekonomik gelişimi, son yıllardaki atılımları gördüğü için bunları engelleme çabası içine girdiğini görüyoruz. 'Yatırımcıları korkutma, dışarıdan gelecek yatırımcı gelmesin. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içinde insanlar çekinsinler, yatırım yapmasınlar' gibi bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Bunu tabii hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz ve bunun da son dönemlerde başlamış olan Cenevre'deki bu işbirliği ruhuna da aykırı düştüğüne inanıyoruz.

Yılmaz, bu yaklaşımın devam etmesi durumda, Kıbrıs Rum kesiminin mutlaka karşılığını göreceğini vurgulayarak "Karşılığını görmemesi de mümkün değil. Biz şuna inanıyoruz. Bu Ada'nın kalkınmaya, refaha, yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar mutlaka bir şekilde şöyle veya böyle hukuk içinde elbette, uluslararası hukuk içinde karşılığını mutlaka göreceklerdir. Bir an önce bu yaklaşımlarından vazgeçmelerini ve Ada'daki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini, hukuki yöntemlerle hedef alan bu siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ ÇOK DAHA GÜÇLÜ HALE GETİRMEMİZ GEREKEN DÖNEMLER"

Bölgede iki farklı yaklaşımda olan ülkeler bulunduğunu dile getiren Yılmaz, bir yanda istikrarsızlık, kaos ve çatışma ortamından beslenerek siyasetini bunun üzerine inşa edenler, diğer yanda ise Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi istikrar ve barış arayan, çevresine fayda sağlamayı amaçlayan ülkeler olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Yılmaz, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son dönemde önemli diplomatik girişimlerde bulunduğuna işaret ederek Etiyopya ile Somali arasında yürütülen barıştırma çabalarından Hindistan-Pakistan gerilimine, Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki takınılan tutumdan son olarak İsrail ile İran arasında başlayan çatışmayı durdurma gayretlerine kadar birçok konuda aktif inisiyatif alındığını kaydetti.

Bölgede yaşanan gelişmelerin, hem Türkiye hem de KKTC tarafından dikkatle takip ve analiz edildiğini dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bu dönemler birliğimizi, beraberliğimizi çok daha güçlü hale getirmemiz gereken dönemler. Türkiye'de iç cepheyi güçlendirmek diyoruz buna. Yani emperyalist birtakım güçlerin, uluslararası birtakım güç odaklarının bölgemiz üzerinde yaptığı tuzakları boşa çıkaracaksak bunun en etkili yolu iç cephemizi güçlendirmektir. Milli birliğimizi tahkim etmektir ve bu yönde de Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü gayreti sarf ediyoruz. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de iç cephesini bu süreçte çok daha fazla güçlendirecektir, tahkim edecektir. Mücahitler ve Mehmetçikler canlarını feda ederek bize bu ortamı miras bıraktılar. Onları rahmetle anıyorum. Allah razı olsun mücahitlerden ve Mehmetçiğimizden. Onların en değerli varlıklarını, canlarını feda etmeleriyle biz bugün işte bu güzel ortamda huzur içinde yaşıyoruz, konuşuyoruz ve bu emanete de hep birlikte çok güçlü bir şekilde sahip çıkmamız lazım."