Edremit Güncel Bilgi ve Haber Sitesi

Tunç, Osmaniye Valiliğini ziyaret etti, Vali Erdinç Yılmaz ile basına kapalı görüştü. Daha sonra Adalet Bakanlığı konutları inşaat alanında inceleme yapan Tunç, çalışmalarla ilgili yetkililerden bilgi aldı.

Tunç, burada gazetecilere, 324 milyon lira artı KDV ihale bedeli olan işin Osmaniye'ye, yargı çalışanlarına hayırlı olmasını diledi.

Bugün Hatay'ın Samandağ ve Erzin ilçeleri ile Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde adalet saraylarının, Osmaniye merkezde söz konusu konutların temelini attıklarını belirten Tunç, depremden etkilenen 11 ili diğer bakanlıkların da gayretiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yeniden inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını vurguladı.

Konuşmasının ardından Bakan Tunç, beraberindekilerle konutların inşası için butona basarak ilk harcı döktü.

İlginizi Çekebilir

Bakan Tunç'tan Osmaniye'ye 'yeni adliye' müjdesi

Adalet Bakanı Tunç, DEM Parti heyeti ile görüştü

Son dakika! Bakan Tunç: Herhangi bir af söz konusu değil

AK PARTİ ZİYARETİ

Daha sonra Tunç, AK Parti Osmaniye İl Başkanlığını ziyaret edip İl Başkanı Mehmet Sadi Binboğa ve partililerle bir araya geldi.

Burada konuşan Tunç, AK Parti'nin milletin partisi olduğunu ve 23 yıldır kesintisiz şekilde milletin sevgisiyle iktidarda bulunduğunu söyledi.

Şu anda dünyanın en güçlü ve tecrübeli liderine sahip olduklarını belirten Tunç, "Cumhurbaşkanı'mız Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirebilecek lider olarak görülüyor, 31 yıl süren Azerbaycan'da Ermeni işgalini Azeri kardeşlerimize yardımcı olarak sona erdirebilen bir lider. Güneyimizdeki istikrarsızlıkların, Suriye'deki karışıklıkların sona erip bölgeye huzur gelmesini isteyen bir lider. Dünya siyasetinde aranan arabulucu olarak görülen bir lidere sahibiz." ifadelerini kullandı.

Altyapı ve üstyapıyla, fiziki kalkınma hamleleriyle Türkiye'yi geliştirmek isterken bir yandan da ülkenin yüksek standartlı demokrasiye kavuşması için mücadele verdiklerini vurgulayan Tunç, yüksek standartlı demokrasiye kavuşmalarını istemeyen vesayetçi anlayışın direnişiyle karşı karşıya kaldıklarını da anlattı.

"BUGÜNKÜ YARGI SİSTEMİMİZ, HUKUK DEVLETİ İLKESİNİ SAVUNAN BİR YARGI SİSTEMİ"

Tunç, yargı mensuplarının 15 Temmuz'da evlerinde oturmayarak adliyelere koştuğunu belirterek, "Darbecilere gözaltı yaptılar, yakalama kararları çıkardılar ve millet huzurunda hesap vermelerini sağladılar. Bugünkü yargı sistemimiz, milli iradeye saygı duyan, insan haklarını savunan, yüksek standartlı demokrasinin yanında duran, hukuk devleti ilkesini savunan bir yargı sistemi." diye konuştu.

Yargı sistemine zaman zaman eleştiriler olduğunu ifade eden Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de yargı bağımsızlığının olmadığını söyleyenler oluyor. Önce bir yargı tarihimize baksınlar, geçmişimize baksınlar. Bugün hukuk devletinin yanında duran, 15 Temmuz'da darbecilere gözaltı yapan, darbe mağdurlarını, milleti savunan yargı sistemi keşke 27 Mayıs'ta olsaydı Menderes asılmazdı. Bugünkü yargı sistemi 12 Eylül'de olsaydı darbecileri yargılardı, gençleri değil. Bugünkü yargı sistemi 28 Şubat'ta işbaşında olsaydı başörtülü öğrencilerimiz, okul birincileri kürsülerden yaka paça indirilmezdi, kimse cesaret edemezdi. İşte bugün yargıya, adalet sistemine yönelik birtakım eleştiriler yapanların maalesef geçmişteki yargı tarihimize baktıklarında onları yücelttiklerini görüyoruz. Türkiye artık o günleri geride bıraktı, hukuk devletini güçlendirerek, temel hak ve özgürlükleri daha da tahkim ederek, yanlış ve yolsuzluk yapandan hesap sorarak ve bu ülkeye hainlik yapmak isteyenlere de hiçbir zaman göz açtırmayarak yoluna devam edecek inşallah."

Terör örgütü PKK'nın kendini feshettiğini anımsatan Bakan Tunç, şunları dile getirdi:

"Bu sürece kolay gelinmedi. Milletçe çok büyük zararlar çektik. Trilyonlarca kaynağımız maalesef terörle mücadeleye gitti. Binlerce şehit verdik. Osmaniye'nin, Türkiye'nin şehitlerini rahmetle, minnetle anıyoruz. Onlar bu vatanı savundu ve milletin huzuru için terörle mücadelede canlar pahasına çalıştılar, canlarını feda ettiler, gazi oldular. Onların emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Onlar bu ülkenin huzuru için mücadele ettiler. Biz de bundan sonra terörsüz bir Türkiye'de, çocuklarımızı daha huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde çalışacağız."

"YATIRIMLARIMIZA HIZ KESMEDEN DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ahlat'ta yaptığı "iç cephe" vurgusuyla başlayan ve devamında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı ve sonrasındaki çabalarla devam eden Terörsüz Türkiye sürecine değinen Tunç, şunları dile getirdi:

"Sonunda terör örgütü kendini feshettiğini ve silahları bıraktığını açıklayarak ülkemizde yeni bir dönem başladı. Bundan sonra inşallah ülkemizde terör olmadığında, teröre giden kaynaklar milletimizin refahı için harcanacak. Dolayısıyla çocuklarımız, gençlerimiz, geleceğimiz daha güvenli olacak ve hep beraber terörsüz bir Türkiye olduğunda Türkiye daha güçlü olacak, milletinin refahını daha da artıracak. Daha güçlü olduğumuzda dünyada adaleti, hakkaniyeti, mazlumun hakkını daha güçlü savunabileceğiz. İnşallah bunu hep beraber Cumhur İttifakı ile birlikte gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki süreç çok kritik. 2028'e üç yıla yakın bir zaman var. Bu zamanı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz."

Bakan Tunç, yeni anayasa hedefinden de vazgeçmediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yüksek standartlı demokrasi yolunda temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendirerek ve özellikle yeni anayasa hedefimiz de tabii ki hiçbir zaman vazgeçtiğimiz bir hedef değil. 2001'de AK Parti'mizin kuruluşunda, parti programında biz demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı milletimize vadetmiştik. Sonra iktidar olduk, seçim beyannamemizin tamamında yeni anayasa hedefimiz vardır. Demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı yapmak zorundayız, durumundayız, millete olan borcumuz. Parlamento'da bir uzlaşma gerektirir bu. İnşallah bu uzlaşmayı sağlarsa Parlamento'muz, 28. Dönem Parlamento'su tarihe geçen çok önemli bir borcu millete karşı ödemiş olur. Çünkü darbecilerin yazdırdığı bir anayasa yerine milletin temsilcileri tarafından yazılmış bir anayasayla yönetilmenin ülkemizin geleceği açısından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz ve inşallah bunu da başarırız."