Telefon
WhatsApp
ABD'nin Çin planı! Hedef sadece İran değil

İran-İsrail gerilimi, yalnızca iki ülke arasındaki bir çatışma olarak değil; aynı zamanda küresel ölçekte etkileri olan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin gibi büyük aktörlerin stratejik çıkarlarının kesiştiği bir denklem olarak değerlendiriliyor.

Haberin Devamı

ABD’nin uzun süredir Suudi Arabistan’la geliştirdiği ilişkiler, bu ülkeyi hem İran’a karşı bir denge unsuru hem de İsrail’le örtülü bir işbirliği içinde konumlandırmasına neden oldu.

Diğer yandan Çin ise İran’ın en büyük stratejik partnerlerinden biri olarak savaşın gidişatını etkileme potansiyeline sahiptir. Çin’in enerji güvenliği açısından kritik öneme sahip olan Hürmüz Boğazı’nın kapanması ya da ABD kontrolüne geçmesi, Pekin’in ekonomik istikrarını tehdit edecektir. Ayrıca İran, Çin’in Orta Asya ve Orta Doğu’ya açılan kapısı konumunda olup, 25 yıllık 400 milyar dolarlık stratejik ortaklık anlaşmasıyla da Pekin için vazgeçilmezdir. Bu nedenle Çin’in İran’a doğrudan destek vermesi, savaşın dengesini değiştirebilir; çünkü bu çatışma aynı zamanda Çin’in enerji, ticaret ve bölgesel hâkimiyet stratejisini tehdit etmektedir.

Haberin Devamı

JEOPOLİTİK HESAPLAR

Peki İran-İsrail savaşı, küresel güçlerin bölgedeki çıkarlarını nasıl etkiliyor? İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Canan Tercan, Milliyet.com.tr'ye değerlendirdi;

İran-İsrail savaşını iki ülkenin çatışması değil; aynı zamanda küresel aktörlerin çıkarlarının, stratejik rekabetin ve jeopolitik hesapların sahnesi. Bu savaşı genel seyir bilgisinden çıkarıp perde arkasından izlediğimizde gerideki ana aktörlerde çıkar birlikteliği ve çıkar çatışmasına şahit oluruz bunlar ise Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan ve Çin.

Haritayı dikkatle okuduğumuzda, savaşın fiilen içinde olmayan ama sonucu şekillendiren iki güçlü aktörün Amerika ve Çin olduğunu görürüz. Bir diğer gizli aktör ise savaşta doğrudan rol almayan Suudi Arabistan. Özellikle ABD ile kurduğu stratejik partnerlik ve İsrail’e karşı izlediği örtülü siyaset, Riyad’ı bu çatışmaya yaklaştırıyor.

ABDnin Çin planı Hedef sadece İran değil

İsterseniz önce Trump eliyle hazırlanan yeni Ortadoğu’nun alt yapısının hazırlanması ve Prens bin Selman Arabistan’ına verilen röle bakalım:

Yeni kral atanmasında, 2017 yılında Suudi tahtında dengeleri değiştiren bir kırılma yaşandı. Genç bir prens, Muhammed bin Selman, gelenekleri yıkarak asıl varis kuzenini devre dışı bıraktı ve tahtın varisi oldu. Bu yönetim devriminin arkasında, sessiz ama etkili bir güç vardı: ABD. Trump yönetimi, Jared Kushner üzerinden Selman’ı doğrudan destekledi ve Batı kamuoyuna da “modernleşen prens” olarak yeni bir imajla sunuldu. ABD açısından mesele netti: hem petrol piyasasında işbirliği yapacak, İsrail’in güvenliği ile uyumlu olacak, İran’a karşı duracak bir partner gerekli idi bu partner bölgede güçlendirilerek desteklenecek ve bölgede etkili hale getirilecekti. Suudi Arabistan, dini merkez olmanın ağırlığı ve eşsiz doğal kaynakları sebebiyle idealdi. Netice de taht karşılığında Bin Selman’a bu göreve getirildi.

Haberin Devamı

SAVAŞIN SESSİZ KAZANANLARI

Göreve gelir gelmez Prens Selman Katar’a ambargo uyguladı ve partnerleri BAE, Bahreyn ve Mısır’a da uygulattı. Çünkü Katar İsrail’i tehdit eden Müslüman Kardeşleri ve Hamas’ı ve destekliyordu ve İsrail ile ortak düşmanları İran ile de ilişkisi vardı. Ardından, 2020’de yine Trump yönetimi ve kendisi başa geçiren Trump’ın damadı Jared Kushner ile, İsrail’le “barış, işbirliği ve diplomasi” anlaşmalarını içeren İbrahim Anlaşmalarını partnerleri BAE ve Bahreyn için devreye soktu ancak konjonktür olarak kendisinin imzalaması mümkün değildi, İsrail ile savaşmamayı ve normalleşmeyi içeren bu anlaşmalar net olarak kendisi tarafından imzalanamazdı ancak dolaylı yoldan İsrail’i İran’a karşı sessiz bir müttefik olarak konumlandırmak da istiyordu. Oysa Kral Selman’ın Filistin hassasiyeti ve kamuoyunun tepkisi buna engeldi, O ise bu anlaşma dışında başka bir formülü devreye soktu: İsrail uçaklarına Suudi hava sahasını açtı, BAE ile istihbarat paylaşımını teşvik etti, bu yolla dolaylı olarak BAE üzerinden İsrail’e bilgi aktarıldı ve ABD’nin Trump dönemindeki bölgesel ittifak vizyonunu destekledi. Neticede, prens Selman, anlaşmayı imzalamadan imzalatan lider olarak da öne çıktı. Dahası, diplomatik olarak görünür olmayarak hem Filistin duyarlılığını korudu, hem de İsrail ile gelecekteki olası ortaklığın zeminini hazırladı.

Haberin Devamı

ABDnin Çin planı Hedef sadece İran değil

ABD ve Suudi Arabistan partnerliği sonraki yıllarda da devam etti ve kazan kazan politikası uygulandı. Rusya Ukrayna savaşı ABD tarafından desteklendi ve Rusya’ya ambargo uygulandı, enerji fiyatları yükseldi. Savaş yüzünden enerji krizi yaşayan ülkeler enerji tedarikçisi olan Suudi Arabistan ve ABD den yüksek fiyatlı enerji; petrol ve sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG), aldılar ve bu savaşın sessiz kazanları ABD ve Suudi Arabistan oldu.

Haberin Devamı

YIPRATMA VE ÇÖKERTME SÜRECİ

İran İsrail Savaşına gelirsek Arabistan ve ABD ilişkilerinde tekrar kazan kazan partnerliği devam etti. Şöyle ki; Suudi Arabistan ve İsrail, tarihsel olarak, jeopolitik istila sebebiyle düşmanlar. Öte yandan, İran ise Suudi Arabistan ile mezhepsel olarak düşman dahası pek çok ülke üzerinde vekalet savaşı yapmaktalar. Yani İsrail ve İran Suudi Arabistan’ın iki temel düşmanı. İsrail’in Filistin’den sonra İran’ı istila süreci, Suudi Arabistan’ın bölgede rakiplerinin/düşmanlarının birbirlerini yıpratma ve çökertme süreci. Savaşa hava sahasını açarak destek vermesi; hem bölgede onu koruyan güçlü ABD desteğini kaybetmemek hem de düşmanlarının birbirlerini zayıflatmasını sağlaması için önemli. Dahası bu savaşın uzaması Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi, dünyada enerji krizine ve fiyatların yükselmesine sebebiyet verecek bu da zengin petrol yatakları olan Suudi Arabistan’ın ihracat yelpazesini genişletecek ve daha da zenginleşecek.

Dolayısı ile İsrail’in ABD desteği ile yaptığı İran çıkartması öncesinde ABD başkanı ile bir araya gelerek stratejik ve ekonomik partnerliğini tekrar tescil ettirmesi ve yüklü miktarda anlaşma yapması tesadüf değil. İran İsrail Savaşı’nın büyümesi durumunda savaşmadan kazananlardan biri yine, iki düşmanının birbirini zayıflatması ve İran’dan açılan enerji boşluğunu doldurması ile zenginleşecek olan Suudi Arabistan olacak.

ABDnin Çin planı Hedef sadece İran değil

ÇİN'İN İRAN'A ASKERİ DESTEK VERMESİ DURUMU NASIL DEĞİŞTİRİR?

Peki gelelim savaşı bitirebilecek ya da İran için zafere giden yolu açabilecek olan aktör Çin’e. Çin, dünyanın en büyük ikinci askeri gücüdür ve bazı alanlarda (insan gücü, donanma büyüklüğü, füze teknolojisi) ABD’yi geçmiştir. Çin’in İran’a askeri ve teknolojik destek vermesi savaşın dengesini değiştirir ve İran önemli sonuçlar elde edebilir. Peki Çin neden İran’a destek vererek savaşın kaderini değiştirsin? Bu sorunun cevabı: bu savaş Çin’in “stratejik ve finansal varlığına tehdit” oluşturduğu için tarafları uzlaştırması ya da İran’ın yanında yer alarak elde ettiği statükoyu koruması gerekli şöyle ki:

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA...

İran’ın kontrolündeki Hürmüz Boğazı, Çin için enerji güvenliğinin “olmazsa olmaz” noktasıdır. Çünkü Çin’in dışa bağımlı olduğu petrol ve doğalgazın çok büyük bölümü Hürmüz Boğazı’ndan geçmektedir. Hürmüz’ün kapanması durumunda Çin’in petrol rezervleri sadece 90–100 gün dayanabilir. Bu da ekonomik kriz demektir. Hürmüz Boğazı Çin için sadece enerji değil, jeopolitik olarak varlık meselesidir. Bu boğazda yaşanacak bir kriz, Çin’in sanayisini, büyümesini, iç istikrarını ve Kuşak-Yol stratejisini doğrudan tehdit eder. Savaş süresince Hürmüz Boğazı’nın kapanması ya da ABD’nin eline geçmesi söz konusu her iki durum da Çin için büyük tehdittir.

HEDEF SADECE İRAN DEĞİL

Diğer bir konu ise İran’ın jeopolitik olarak önemi ve Orta Asya’ya açılan kapı olmasıdır. Çok zengin petrol ve doğalgaz yataklarına ve ucuz iş gücüne sahip bu coğrafyanın en büyük partneri Çin ve sonrasında Rusya’dır. İran’ı üzerinden bölgeye komşu olan ABD, Çin’in bu bölgedeki stratejik ve ekonomik varlığını tehdit edecektir. Dolayısı ile hedef sadece İran değil; İran ile açılan kapı ile Orta Asya üzerinde kimin söz sahibi olacağıdır. Tüm, bunların yanında Çin’in İran üzerinden Orta Doğu ile yaptığı ticaret anlaşmaları da bu durumda risk altındadır. Ve son olarak 2021’de 25 yıllık İran-Çin 400 milyar dolarlık stratejik ortaklık anlaşması imzalandı. Anlaşma; Çin, İran’dan istikrarlı ve indirimli fiyatlarla petrol, doğalgaz ve petrokimya ürünleri alma garantisi, enerji, ulaşım, altyapı, finans, savunma, siber güvenlik gibi konuları içeriyor. Çin tüm bu yatırım ve olanakların sekteye uğramasını istemeyecektir. Sonuç olarak Çin aslında İsrail’in İran’ı saldırması süreciyle, ABD ile İran üzerinden bir vekalet savaşına girebilir.

ABDnin Çin planı Hedef sadece İran değil

AVRUPA'NIN GANİMET HESAPLAR

Peki AB bu işin neresinde, Avrupa’yı bu konuda tek tek ele almak gerekir. Fransa, Almanya gibi ülkeler İsrail’in savunma hakkı olduğunu bahane ederek, hem işgal sonrası İran’dan hem de ileride olası Orta Asya devletleri açılımından pay alabilmek için İsrail’e destek olmaya ve bu sürece müdahil olmaya çalışıyorlar. Savaşın başladığı gün İsrail’in yanında olduklarını belirten Almanya ve Fransa’nın bir hafta içinde yön değiştirerek, Cenevre’de İran ile arabuluculuk için görüştüklerini biliyoruz. Yani ya İsrail tarafında rol almaya çalışan eğer bu olmazsa ise arabuluculuk ile bir şekilde masaya girmeye çalışan sömürgeci Fransa, Almanya gibi devletleri görmekteyiz. Dolayısı ile İsrail’in İran’ı saldırması olayı aslında, ganimetten pay alma, çıkarları genişletme ve bölgede dominantlık üzerine oynanan bir oyun. Bu açıdan bakıldığında, İran’da rejimin demokratik olup olamaması, ya da uranyumun hangi amaçla işlendiği çok da önemli görünmüyor. Eğer bu önemli olsa idi, Batı’nın müttefiki Suudi Arabistan’ın kadın hakları ve de ne denli demokratik olduğu ya da diğer ülkelerin nükleer çalışmaları ile uranyum zenginleştirmeleri de tartışma konusu olurdu.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Yazarlarımız

Puan Durumu

Takım OM G M P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21

Merkez Nöbetçi Eczaneler

Adıyaman/Merkez
Ketencioğlu Eczanesi
0416 225 10 12
Yunus Emre Mah. Şifa Cad. 400 Yataklı Araştırma Hastanesi karşısı No:14 / F


Adıyaman/Merkez
Sağlık Eczanesi
0416 216 61 51
Eskisaray Mah. 702. Sokak 1Nolu Sağlık Ocağı Araç Giriş Kapısı karşısı No:9


Adıyaman/Merkez
Selin Eczanesi
0416 202 04 40
Yeni Mahalle 26189. Sokak 3. çevre yolu Bağırlar halı saha güneyi, 10 Nolu Şehit Mehmet Orhan ASM yanı No:17


Sinop/Merkez
Zeytinlik Eczanesi
03682602000
ADA MAH. YAKAMOZ SOK. NO:47/A


Sinop/Merkez
Dramalı Eczanesi
03682616179
CAMİKEBİR MAH.SAKARYA CAD.NO:51/A


Anket

E-Bülten Aboneliği